20 Mayıs 2012 Pazar

BABET SORUNSALI!!!

Uzuun bi aradan sonra bir şeyler yazmanın vakti geldi dedim ve 1-2 aydır acayip derecede sinirimi bozan bir konuyla giriş yapmak istedim. 
Benim ve bizim kızların yani M.K ve E.G nin ayak numaraları 36yı geçmiyor. Heleki M.K ile benm 35, heleki benim ayak boyu 34.5 cm:( Evet malesef ki gerçek bu! he memnun değil misin küçük ayaktan derseniz memnumum hatta ben bir bayanda ayakların küçük olması taraftarıyım ama sorun ayakkabı markaları:(
Evet şu sıralar en büyük sorunum babetler. Niye mi lastikli babetler yada spor ayakkabı tarzında olanlar hariç hepiciği ayağıma büyük oluyor:( ve ne kadar istesem de benim bir babetim olamıyor. Hatta geçen günler mağaza görevlisine bile niye 35 numara babet çıkarmıyorsunuz  diye sitemlerimi bile ilettim. Küçülttürürüz deselerde bu sefer babet ayakta büyük duruyor ve kötü bi görüntü yaratıyor.
İşte böyle pek sevgili blogseverler. Off çok dertliyim bu konuda. 35 numara makul fiyata babet gören duyan varsa, bize iletirse çook sevinirim. Şimdilik hepinize iyi pazarlar. bbyee:))
                                                M.C(: 



4 Mayıs 2012 Cuma

İŞTAH KABARTICI :)

İŞTE BUNU YE :)


Ewet işte bu pasta.Şuan  gömülüp onu yemek sonrada deli gibi mutlu olmak wardı :)Bütün yorgunluğumun üstüne iyi giderdi.Ara verdiğim pasta yapımlarına (zaman bulursam) dewam etmem gerekiyormuş onu anladım.
Yazın geldiği tezgahlardaki çeşit çeşit meywelerden de belli oluyor. İŞTE BUNU SEWİYORUM :)))          M.K.

20 Nisan 2012 Cuma

HAYALLER GERÇEK OLDU!
    Tabi bunu söyleyince kim nerden anlayacak 3S'in sonunda birlikte de kaldığını :)Vizelerin bitmesi şerefine bi güzellik yapalım beraber arkadaşlarda kakalım dedik. Toplamda 6 kız :D eee 6 kız bir arada olunca da eğlencenin dibine vurduk desek yeridir heralde .:)özellikle bir tanesi vardı ki bana gülmekten kilo verdirdi .Sarhoş insan da ayrı bi komik oluyomuş:)Hele de ilk kez rakıyla başlarsa :)
3S'in S'i de süper ızgara yapıyor yani.Misler gibi yedik içtik eğlendik. Finali  de 3S bir çekyatta 3 kişi ayrılmadan yatarak başardı ya sözün bittiği yer :D ( Her ne kadar kıpırdaman yatmayla rekor kırsa da )
Böyle güzel vakitlerin darısı bizim gibi candan dostlara olsun :) Bizim dostluğumuz da kat kat artsın :)
CANIM 3S'İM SİZİ SEVİYOREE :))
(bu aves de bizi yansıtıyor gbi geldı )              M.K.

20 Mart 2012 Salı

F1 PİLOTU MUYUM NE!

Selam blog alemi, nasılsınız iyimisiniz görüşmeyeli!
Yazının başlığını okuyunca F1 ile alakalı bir yazı yazacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hehe aslında tek rakibim Türk Hava Yolları mı diyecektim de ben karada olmayı tercih ederim:)) 
Bugün bir arkadaş bana günde 24 saat yetmiyor fazla olmalı dedi, benim için günün, haftanın hatta ayın anlam ve önemini belirten cümle oldu bu.  Evet malesef ki bana da yetmiyo 28-30 saat olsa valla süper olurdu.
O kadar hızlı geçiyor ki şu sıralar benim açımdan oradan oraya, şuradan buraya ne oluyorum ben, dünya dönüyo ben dönüyorum. 
Aslında bazen iyidir hız desem de bazen de bünyeme fazla geliyor, herşeyi yetiştirmeye çalışmak zor. Öğrencilik hayatı evet iş hayatı gibi monoton gitmese de Kimi Raikonenin yarış arabası hızında gidiyo sadece sesini duyuyorsun gerisi yok:))
Şimdi niye bize bunları yazıyor bu kız, ne yani hızlıysa hızlı demiş olabilirsiniz tabiki ama biraz da ses verme yazısı bu benim açımdan yani dünyadayız hayattayız, buradayız.
                                                                                                                                                  M.C:)

2 Mart 2012 Cuma

BİZ Mİ ERTELİYORUZ? YOKSA KENDİMİZİ Mİ ERTELİYORUZ?
Herkese merhaba yeniden kısa mı uzun mu biLmiyorum ama yine bir ara oldu ben yazmazsam bu bloga yazan yok!!(2S duy sesimi:)) 
Aslında duygusal bir yapım olmasa da nedendir bilinmez bugün pek bir hassasım östrogen, progesteron miktarı tavan yapmış hamile hatunlar gibiyim dokunsalar  ağlarım:( Düşünüyorum aslında ben her şeyi yarına mı erteleyenlerdenim diye. Ve koca bir evetle karşılaşıyorum. Aslında bu benim çn çok kötü bir durum. Yani yarın çalışırım, yarın konuşurum, yarın hallederim diye diye günlerimi geçiriyorum. Hep yarınlar var ama malesef bugün yok hayatımda ve o yarınların hiç sonu gelmiyor. Ben çalışamıyorum, konuşamıyorum ve işlerimi halledemiyorum çünkü yarın yapacağım(keşke  yapsam). 
Bilmiyorum bu biraz günah çıkarmak gibi oldu ama evet ben kendimi erteliyorum, öğreneceğim bir sürü şeyi öğrenemiyorum yada yapmak istediklerimi tam olarak yapamıyorum hep bir yarımlık var hayatımda.,
Bir insanın ya hep ya hiç yaşaması gerektiğini savunan ben yarım yamalak yaşıyorum hayatı ve bilerek yaptığım hatalara devam diyorum. 
Mesela şu gün şu anda değiştirmek istiyorum kendimi ama sabırsızım ve yarın vazgeçiyorum kararımdan çünkü bunun için uzun zamanlar gerekiyor, malesef ki onu da biliyorum.
Kendi teşhisini yapıp reçetesini yazan fakat ilaçlarını doğru düzgün kullanamayan doktor gibi hissediyorum. Ve yarım aldığım ilaçlar beni iyilştireceğine geriye götürüyor.
Aranızda benim gibi olan var mı bilmem ama belki tavsiye verecek birileri vardır. Hayatınıza kati kararları nasıl koyuyorsunuz mesela, yada her işinizi planlı programlı nasıl yapabiliyorsunuz?
Baş ağrıttım bu gece biraz galiba üzgünüm. Herkese iyi geceler..
                                                                                                                                       M.C:) 

21 Şubat 2012 Salı

Geciken Tanışma :))

merhabalar. 3 in one 3.sü olarak artık yazma zamanımın geldiğinin hatta geç bile kaldığımın farkındayım :)  M.C. kadar iyi bir internet kullanıcısı değilim. M.K. ile ben onun öğrencileriyiz bu konuda :)) umarım ilerleme kaydederiz de artık bize sinirlenmez :))


ayrıca gezmelerden  fırsat bulup da internete giremiyorum pek fazla :) ilerleyen zamanlarda gezdiğimiz yerleri de sizlerle paylaşma planım var :)  görüşmek üzere :)
                                      
                                                                                    E.G. :)

17 Şubat 2012 Cuma

BİRİ BİLGİSAYAR KASASI MI DEDİ?

Aslında pek yazasım yok şu sıralarda gelecek planları kurmakla ve kendimi depresyona sokmakla meşgulum bu konuda bayağı bir iyiyim hemde:((
Gelelim asıl konuya, malum tatilim(tatilimiz)in bitmesine günler kala(gerçi benimki yarın bitiyor ama) kendimi bilgisayarıma adamış durumdayım. Gece gündüz  sandalyenin üstünde takılıyorum, yakında bilgsayar başında oturan bir kuru kafa görürseniz selam vermeden geçmeyin, işte o benim!! Masa üstü bilgisayarım herşeyim benim bir türlü alışamadım nedense dizüstü bilgisayarlara sürünüyor gariplerim. Neden derseniz çok daha hızlı bana göre. Bide TVnin karşısında laptopla oturunca konsantre olamıyorum yapacağım işe bilmiyorum belkide benim beceriksizliğim. Koca ekranımla ben iyiyiz iyi. 
He bide bilgisayar bozma konusunda üstüme yoktur yani öyle virüs falan sokmam yanlış anlamayın, ya hard diski yakarım- RAMi yakarım. Yakarım Roma'yıda yakarım diyesim geldi bir anda:)))) Yani aslında benim birşey yaptığım yok fazla olan negatif enerjimden kaynaklanıyor bu, bende biliyorum. En yakın zamanda ayaklarımı toprağa basıp bu enerjiyi atmalıyım. Ama İstanbul'da hele de bu soğukta zor dediğinizi duyar gibiyim.
E insan böyle bozma konularında bu kadar becerikli olunca bazı yöntemlerim var benimde kendime göre:) Geçtiğimiz günlerde benim bilgisayar bi yavaşlık b uyuşukluğa tutuldu. Bende kendi kendime düşünüyorum acaba yine auralarımı açıp enerjimi gönderdim die, sonra aklıma geldi acaba çok mu ısınıyor bu bilgisayar. Her tülü elektronik aleti açmayı seven ben tornavida arıyorum aslında bilgisayara uyan küçük tornavidalarım vardı ama kim aldıysa almış bulamadım. Tabi demokraside çareler tükenmez aldım elime caanım törpülerimden birini açtım bilgisayar kasasını.(törpüyle nasıl açtın demeyin o da bir marifet:P:)  Bir baktım ki kasanın içi toz toprak olmuş. Oysa ki gayet temiz bir alanda muhafaza ediyorum kendilerini. Sonra da gittim içerden aldım elektrik süpürgesini (benim adım kakılmış her yeri siler süpürür parlatırım sountrackı eşliğinde) bir güzel çektim içini kasanın özellikle fanını çekeceksiniz ki iyi soğutabilsin. Sonra aynı yöntemle kapattım tabiki.
Yani o kadar yazmışsın bunun için mi diyebilirsiniz benim gibi tek aşkı bilgisayar olan insanlar için hayati bir konu. He bir de sakın süpürgeyle çekeceğim diye hayati parçalara zarar vermeyin şöyle bi üstün körü çekin yeter:) Umarım işe yarar bir bilgi olmuştur. Herkese teknolojik günler:))
                                                                                                     M.C:)